2.Gün

Roma’daki 2.günün büyük kısmını, Roma’yı “Roma” yapan en büyük eserleri, kalıntıları gezeceğimiz arkeoloji günü olarak nitelendirebiliriz. Şehrin merkezindeki Kolezyum (Colosseo), Palatino ve Roman Forum’undan(Foro Romano) bahsediyorum. Güne güzel bir kahvaltıyla bağlamak iyi bir fikir olabilir lakin bahsettiğim eserler/kalıntılar birbirine çok yakın bir bölgede bulunuyor ve bu çevrede birşeyler yiyecek bir kafe bulmanız bile çok zor olabilir.

Yanınıza Roma Pass’inizi aldıktan sonra en yakın Mavi Metro hattından Kolezyum’un hemen önünde inmeniz mümkün. Eğer Termini bölgesindeyseniz, bu bölgeden şehirdeki iki metro hattına da biniş yapabilirsiniz. Eğer başka noktadaysanız, Termini iki hattın buluşuğu tek nokta olduğundan burdan geçiş yapabilirsiniz. Zaten Termini’de değilseniz büyük ihtimalle çok yakındasınızdır Kolezyum’a. Yürüyüşe de geçebilirisiniz.

Kolezyum’da Roma Pass sahiplerinin bilet sırasını beklemelerine gerek yok. Uzun bilet sırası yanından sıranın başına kadar yürüyün. Biletle insanların geçiş yaptığı noktanın hemen yanında, 2 adet Roma Pass geçiş noktası göreceksiniz.(Bizdeki OGS gibi:) Buradan Roma Pass’inizi turnikeye okutarak rahat bir şekilde geçiş yapabilirsiniz. İlk hakkınızı kullandınız. Bir müzeye daha bedava giriş hakkınız var. Ancak burdan sonra gezeceğiniz Palatino ile Kolezyum biletleri bir sayılıyor. Ondan Kolezyum+Palatino+1 Müze hakkınız var gibi düşünebilirsiniz.

Kolezyum oldukça büyüleci bir yer. Dışarıdan gördüğünüz heybeti içeride daha da etkileyici hale geliyor. Arenanın altındaki aslanlar ve gladyatörlerin hazırlandığı bölmeler, yüksek tribün kısımları ve 50bin kişilik kapasitesi ile M.S 80 yılında böyle bir yapının tamamlanması insanı gerçekten etkiliyor. “Guided tour” yapan rehberleri etrafta görürsünüz. Girmeden biriyle anlaşırsanız adam başı 5€ gibi makul bir rakama size her noktayı anlatır. Benim bu blogdaki amacım sizlere gezme rotaları belirtmek, gezilen noktalar hakkında çok detaylı bilgiyi internetteki birçok kaynaktan da bulabilirsiniz.

Kolezyumun iç, dış, üst ve alt katlarını da gezdikten sonra iç kısımlarda bulunabilecek sergileri de kaçırmayın. Türkiye’ye gelse ses getirebilecek Bernini, Canova gibi sanatçıların heykel sergileri oracıkta geçici olarak sergileniyor olabilir.

Kolezyum’a giriş, geziş ve çıkış için size 2 saat veriyorum :) Tadını çıkarın.

Kolezyum içinden ve çıktığınızda, Kolezyum’un hemen önünde, girerken de görmüş olduğunuz Konstantin Tak’ı (Arch of Constantine) önünde bir fotoğraf çektirmeyi unutmayın. M.S 4.yy’da yapılmış ve en son 1990’larda restore edilmiş, çok temiz ve heybetli şekilde duran bir eser.

Konstantin Tak’ına metrodan çıktığınız noktadan bakarken sağ tarafınızda kalan antik yola giriyorsunuz. İşte Roman Forum’u ve Palatino’ya giden yol burası. Palatino Roma’lı yönetici ve kralların yaşadığı bölgeye verilen ad. Burada, devlet binaları, hamamlar ve diğer kalıntıları görmek mümkün. Nispeten diğer noktalara göre tepeden seyreden bir konumu var. Çok huzurlu ve güzel bir yer. Yolun sonunda solunuzda kalacak olan Palatino’ya girmek için Roma Pass’inizi bilet gişesine gösterip bedava bir bilet daha alıyorsunuz. Bu bilet ile giriyorsunuz.(Kolezyum gibi Roma Pass için özel bir geçiş gişesi yok) Bu kalıntılar ile ilgili detaylı bilgi için yine oradaki rehberli turlardan ya da sesli rehber cihazlarından faydalanabilirisiniz.
Palatinoyu gezmeniz en az 1 saatinizi alır. Büyük bir alan.

Burdan çıkışta Roma Forumu’na gelmiş olacaksınız. Roman Forum’u eski Roma halkının yaşadığı bölge imiş. Burda da yine heybetli bina, sütun ve halkın işlerini gördüğü bilimum kalıntıları görebilirsiniz. Buranın girişi bedava! Girişteki çeşmeden su şişelerinizi doldurmayı unutmayın :) Burayı da gezmek için 1 saat yeterli.

Yorucu bir merdiven ile Forum’dan çıkabilirsiniz. Tam 4 saattir süren bir gezi sonunda güzel bir yemek hakkınız. Çıktığınız konumdan Piazza Venezia’ya doğru yürüyün ya da bir otobüse binin. Otobüs ve metroya biniş ile ilgili pratik bilgiler bölümüne bakabilirsiniz. Bu yürüyüş sırasında ve Piazza Venezia çevresinde güzel restoran ve kafelere rastlayacaksınız. Burada uzun bir mola fena olmaz. Güzel bir pizza, yanında hafif kolay içimli bir sofra/ev şarabı (vino de casa) ve zevkinize göre öncesinde alacağınız salata ev başlangıçlarla bir süre burda mola verin. Üstüne sert bir espresso (sadece cafe demeniz yeterli) ya da isteğinize göre bol sütlü bir capuccino çok iyi gelecektir. Bu yemeğe en az 1 saat ayırın.

Piazza Venezzia’da gördüğünüz anıt, Italya’nın ilk kralı Vittorio Emanuele II ‘e ait. Burda aynı zamanda 1.Dünya Savaşında ölen meçhul 11 askerin mezarı da varmış. Ondan buraya “Unknown Soldier”(Bilinmeyen Asker) da deniyor.

Şimdi Roma’nın “arkeolojik” kısmından “romantik” kısmına geçiyoruz. Etrafta göreceğiniz turist tabelalarının “Fontana de Trevi” (Aşk Çeşmesi) diye gösterdiği yönler yerine, haritanızdan faydalanmanız daha yararlı olabilir. Daha kestirmeden ulaşabilirsiniz ve bu kestirmeler sırasında geçeceğiniz daracık sokaklar ilginizi çekebilir. Tam fotoğraf çekmelik! Aynı zamanda bir otobüs ile de gidebilirsiniz. Del Curso Caddesinden birçok otobüs geçmekte. Aşk Çeşmesi’ne geldiğinizde karşılaştığınız şeyi, dünyanın başka bir yerinde görmenizin çok zor olduğunu fark edeceksiniz. Bu yapıt gerçekten büyüleyici. En son 1998 yılında restore edilen çeşmeye para atmak bir gelenek. Günde yaklaşık 3000€ luk bozuk paranın atıldığı Aşk Çeşmesi’ne, arkanızı dönerek dileğinizi dileyip arkanıza bakmadan paranızı atmanız gerekiyor:) Belediye her akşam bu paraları topluyor ve fakirlere yardım için kullanılıyormuş.

Aşk çeşmesinden sonraki günün son durağı, İspanyol Merdivenleri (Spagna). Bir metro durağı mevcut ama bence yine yürümeyi tercih edin. Yolda bir kafede kısa bir mola verebilirsiniz. Piazza Spagna’yı fıskıyesi ile beraber göreceksiniz. 138 basamaktan oluşan ve 1723 yılında yapılan bu merdivenler, Avrupa’da yapılmış en uzun merdivenler imiş. Ortamın hareketi ve canlılığının tadını çıkarmak ve birkaç fotoğraf çekmek için basamaklarda kendinize bir yer bulun. Dikkat; burası Roma’nın en fazla hırsızlık olayları olan yerlerinden birisi, cüzdanlarınıza dikkat edin. Buraya aşk çeşmesinden gelmeniz ve burada bir süre zaman geçirmeniz yaklaşık 1 saatinizi alacaktır.

Merdivenleri inerken tam karşıda gördüğünüz sokak(belki de bu sokaktan geldiniz), Roma’da görebileceğiniz bütün ünlü markaları içinde barındırıyor. Gucci ile başlayan Prada ile devam eden sokakta alışveriş yaparken dikkatli olun. Lakin bir ceket için 1500€ üstünde etiketler görmedik değil. Tabi yine zevkinize kalmış :)

Haritanıza bir göz atarsanız epey bir yeri gezdiğinizi göreceksiniz. Bence bugünlük yeter. Güzel bir yemek ve üstüne uyku :) Akşam için eğer rock müzik seviyorsanız ve italyan mutfağı yemek niyetinde değilseniz, Roma’da bir Hard Rock Cafe olduğunu hatırlatayim. (Via Vittorio Veneto No:62 , İspanyol Merdivenlerinden sonra haliniz hala varsa yürüme mesafesinde(1 metro durağı), ama bence Spagna durağından binip Barberini durağında inerek yürümekten kurtulmak iyi fikir olabilir.)